- zayıflamış
- zerpiçîn
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
MÜHTELİS — Zayıflamış, düşkünleşmi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bollaşmak — nsz Bol duruma gelmek Biraz zayıflamış, kolalı beyaz yakalığı bollaşmıştı. C. Uçuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
çiroz — is., Rum. 1) Yumurtasını atarak zayıflamış uskumru balığı 2) Bu balığın kurutulmuşu 3) sf., mec. Çok zayıf (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
damaksız — sf. 1) Damağı olmayan 2) is. Sivri uçlu balıkçı iğnesi 3) mec. Tat alma duyusu zayıflamış olan veya bu duyuyu tamamen yitirmiş olan (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
mezar kaçkını — is. Çok zayıflamış kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
mızmızlanma — is. Mızmızlanmak işi ... son zamanlarda bir parça yaşlanmıştı ve her yaşlı gibi azim iradesi zayıflamış, mızmızlanmaya başlamıştı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ölgün — sf. 1) Diriliği, canlılığı, tazeliği kalmamış, pörsümüş, solmuş Bataklıklardan henüz sazlar süzgün, nilüferler çürük, kurbağalar yorgun ve sular ölgün değildi. R. H. Karay 2) mec. Gücü azalmış, zayıflamış Canlı olmaya çalışan ölgün adımlarla… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sersem — sf., Far. sersām 1) Herhangi bir sebeple bilinci ve duyguları zayıflamış olan Gürültüden sersem oldum. 2) mec. Düşünmeden hareket eden, ne yaptığının farkında olmayan Birleşik Sözler sersem sepelek uyku sersemi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… … Çağatay Osmanlı Sözlük
süzgün — sf. Biraz zayıflamış, güçsüzleşmiş Dikkat ettim, süzgün bir yüzü, güzel kirpikleri, nemli, şeffaf dudakları vardı. O. V. Kanık Birleşik Sözler süzgün bakış süzgün göz … Çağatay Osmanlı Sözlük
yutma — is. Yutmak (I), (II) işi Ne bulursam yutmaya mecbur kalıyordum, zayıflamış, sersemlemiş, neşesizleşmiştim. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
insanlıktan çıkmak — 1) çok zayıflamış olmak 2) insana özgü niteliklerini yitirmek İki üç aydır şu Çukurova da gezdik, gezdik, insanlıktan çıktık. Y. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük